iLahi-Aşk MekaNı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
iLahi-Aşk MekaNı


 
AnasayfaAnasayfa  PortalliPortalli  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Kader ve Kazaya Iman

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
+**+Mekke+**+
İlahiaşk Kardeşimiz
İlahiaşk Kardeşimiz
+**+Mekke+**+


Mesaj Sayısı : 1405
Kayıt tarihi : 15/03/07

Kader ve Kazaya Iman Empty
MesajKonu: Kader ve Kazaya Iman   Kader ve Kazaya Iman Icon_minitimeÇarş. Nis. 04, 2007 2:08 am

Yüce Rabbimiz buyurur ki;
"Biz, her şeyi bir kader/ölçü ile yarattık." 1
Kader: Allahu Teala'nın ezelden ebede kadar meydana gelecek şeylerin zamanını, mekanını, hangi suret ve hangi şekilde olacağını, daha o şeyler olmadan ilmiyle bilip yüce iradesiyle takdir ve tayin etmesine "Kader" denir.
Kaza: Allahu Teala'nın ezelde takdir buyurduğu şeylerin zaman ve mekanı gelince, takdir edildiği şekilde meydana gelmesine "Kaza" denir.
Kader, Yüce Allah'ın kudretinin bir eseridir. Yüce Allah'ın, olmuş ve olacak her şeyi bilmeye, görmeye, işitmeye, onlara dilediği şekli vermeye gücü yeter.
Kâinatta Allahu Teala'nın ilminin, iradesinin ve yaratmasının dışında hiçbir şey yoktur. Her şeyi irade ve idare eden O'dur.
Kul, kaderini bilmekle, değil; başına gelmiş ve gelecek her şeyi Yüce Allah'ın önceden bildiğine iman etmekle mükelleftir/sorumludur.
İnsan, kader sırrını çözmekle değil, kendisine emredilen ilahi görevleri bilmekle ve gücü kadar yerine getirmekle yükümlüdür.
Kader hakkındaki vesveselerden akıl ve felsefeyle değil, alemlerin Rabbine iman edip teslim olmakla kurtulmak mümkündür.
Allahu Teala insana akıl, irade, ilim ve düşünme kabiliyeti vermiş, ayrıca kendilerine peygamberler gönderip hayrı ve şerri, iyiyi ve kötüyü, hak ile batılı öğretmiştir. Bunun için insan mükellef tutulmuş ve mesul olmuştur. artık insanın yaptığı işler hayırsa sevap; şer/kötü ise ve kul da tövbe etmemişse azab olarak karşılık görecektir.
Bunun için hiçbir kimse: "Ben ne yapayım, kaderimde bu varmış, elimden ne gelir?" deyip de isyanlara dalamaz ve bu sözle mesuliyetten kurtulamaz.
Çünkü, bu insanın başında hayrı ve şerri ayırt edecek bir akıl ve önünde iyiyi ve kötüyü öğreten bir peygamber bulunmaktadır. Kötülüklere dalan insanın iyilik yapma kabiliyet ve imkânı da bulunmaktadır. Bunun için kul, ciddi olarak hangi ameli ister, ona yönelir ve karar verirse, genelde Cenab-ı Hakk onu yaratır. Yaratmadığı da olur.
Kulun her istediği olmaz.
Kulun istediği her şey Yüce Allah'ın irade ve yaratmasıyla vücut bulur.
Her amelin iki yönü vardır. Birisi, yaratılması. Bu Yüce Allah'a aittir. Diğeri de sorumlusu, sorumluluk kula aittir.
Allah iyiliği yaratır, kötülüğü yaratmaz, kötüye hiç karışmaz demek doğru değildir. Yaratıcı birdir. İyilikleri de kötülükleri de yaratan, o yapılmadan önce bilen, takdir eden ancak Yüce Allah'tır.
Kulun irade ile yaptığı işler, onun ameli olur. Yapın veya yapmayın diye emredilen her amelin bir karşılığı bulunur. Hayır işler sevap, kötü işler azap sebebi olur.
Kul, kusurlu işlerine tövbe ederse, affolur, hatta güzel tövbe ile günahlar sevaba bile dönüşür. Bu, Yüce Allah'ın bir rahmetidir; tövbe eden mümin kullarına güzel bir müjdedir.
Kula kulluk yakışır, hüküm Yüce Allah'a aittir.
Cennet veya cehennem olmasaydı bile, bize, Yüce Yaratıcımıza edeple kulluk düşerdi.
O'na sonsuz hamd olsun.
Okuma Parçası : Her Şey Bir Kaderdir
Hz. Ömer (r.a.) hicretin 18. yılında bir gurup sahabi ile birlikte Şam'a teftişe gitti. Yolda, Şam yakınlarında "Şerağ" denilen köye vardılar. Burada Şam valisi ve Suriye ordusu komutanı Ebu Ubeyde b. Cerrah (r.a.) bazı askeri erkan ile Hz. Ömer'i karşıladı ve Şam'da ciddi bir veba hastalığının yaygın olduğunu haber verdi. Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.) "Müfessirlerin imamı" diye bilinen Abdullah b. Abbas (r.a.) vasıtasıyla beraberinde bulunan Ashab-ı Kiram'ı kıdem sırasına göre istişare için huzuruna çağırdı. Önce ilk hicret eden Mekke'li müslümanları çağırdı. Peşinden Medine'li Ensar'ı çağırdı. Son olarak da Fetihten sonra Medine'ye hicret eden Kureyş'lileri çağırdı. Onlara, Şam'da yaygın bir veba hastalığının bulunduğunu haber verip, oraya gidip gitmeme konusundaki fikirlerini sordu.
Bazıları, Allah'a tevekkül edip Şam'a gidilmesini söylediler. Bazıları da bu tehlike ile yüzyüze gelmemek için Medine'ye geri dönülmesi görüşünü savundular. Hz. Ömer (r.a.) onları huzurundan çıkardı, biraz düşündü ve Medine'ye geri dönme kararını verdi. Bunu onlara bildirdi. Halifenin Şam'a gelişini hararetle bekleyen Şam valisi Ebu Ubeyde b. Cerrah (r.a.) bu karara üzüldü ve Hz. Ömer'e :
"Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun?" diye sordu. Hz. Ömer (r.a.):
"Ey Ebu Ubeyde, keşke bu sözü senden başkası söyleseydi. Evet, biz, Allah'ın kaderinden yine Allah'ın kaderine kaçıyoruz." dedi ve Ebu Ubeyde'ye şunu sordu:
"Bana söyle bakalım; senin bir gurup deven olsaydı, sen onları bir tarafı otlu, diğer tarafı çorak olan bir dererin hangi tarafında otlatırdın? Eğer sen develerini otlu tarafta güder ve karınlarını doyurursan Allah'ın kaderiyle gütmüş olursun. Aynı şekilde onları dererin çorak tarafında güder ve aç bırakırsan, yine Allah'ın takdiriyle gütmüş olursun. İkisi de kaderdir; fakat sonuçları bir değildir."
Hz. Ebu Ubeyde (r.a.) bu hikmetli cevap karşısında sustu. Hz. Ömer sözünü bitirmek üzere iken, bazı işleri için oradan ayrılmış bulunan Abdurrahman b. Avf (r.a.) yanlarına geldi. Meseleyi öğrenince, dedi ki: "Benim bu konuda bildiğim bir hadis-i şerif mevcut. Ben Allah Resûlü'nün (s.a.v) şöyle buyurduğunu işittim:
"Bir yerde veba hastalığının bulunduğunu işittiğinizde oraya gitmeyin. Bulunduğunuz yerde veba görülünce de oradan kaçarak başka yere çıkmayın." Bu hadisi işiten Hz. Ömer (r.a.) kendisinin istişare sonucunda aldığı kararın Resulullah (s.a.v) Efendimizin hükmüne aynen uymasından dolayı Allahu Teala'ya hamd ve sena etti. Gerek hadisin hükmü ve gerekse aldığı karar gereğince Medine-i Münevvere'ye geri döndü. 2
______________________
1 Kamer 54/49.
2 Buhari, Tıbb, 30; Müslim, Selam, 98.

Bu bölüm Semerkand Yayınlarının Temel İnanç Esasları “Dr.Dilaver Selvi” isimli kitabından alınmıştır.
Kader ve Kazaya Iman Img1


En son tarafından Perş. Ekim 11, 2007 2:50 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://ilahiask.all-forum.net
GuLcIcEk
Yeni Üye
Yeni Üye
GuLcIcEk


Mesaj Sayısı : 51
Yaşadığın yer : ••• ραяιѕ •••
sitede cok hoşuna giden birşey varmı? : ••• ogrenci •••
ilahiaşkla nasıl tanıştınız? : ••• Allah de kabim •••
Kayıt tarihi : 30/05/07

Kader ve Kazaya Iman Empty
MesajKonu: Geri: Kader ve Kazaya Iman   Kader ve Kazaya Iman Icon_minitimeC.tesi Haz. 02, 2007 5:37 am

aro
biraz kucuk yazilmis okunmasi biraz zor lol
allah razi olsun paylastigin icin
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.YaRaLiYiM.FoRuMAcTiF.CoM
NuR-YuzLuM
İlahiaşk Kardeşimiz
İlahiaşk Kardeşimiz
NuR-YuzLuM


Mesaj Sayısı : 1064
Kayıt tarihi : 20/03/07

Kader ve Kazaya Iman Empty
MesajKonu: Geri: Kader ve Kazaya Iman   Kader ve Kazaya Iman Icon_minitimeC.tesi Haz. 02, 2007 12:03 pm

GuLcIcEk demiş ki:
aro
biraz kucuk yazilmis okunmasi biraz zor lol
allah razi olsun paylastigin icin
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kader ve Kazaya Iman
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kitaplara Iman
» Peygamberlere Iman
» Allah'a iman
» Meleklere Iman
» iman edeptir

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iLahi-Aşk MekaNı :: ﷲ ×÷·.·´¯`·)» Islami KonulaR«(·´¯`·.·÷× ﷲ :: Dini KonulaR ve Dini Vaazlar-
Buraya geçin: